Ülkemizde her konuda olduğu gibi hayvan sevgisinde de ifrat ile tefrit arasında gidip geliyor. Genellikle iyiniyetli insanların sahiplendiği sokak hayvanlarına sahip çıkma duygusu ve kamuoyunun sokak hayvanlarına sahip çıkma refleksi başıboş hayvan sayısını artırmakta. Çoğalarak koloni oluşturan köpekler çevredeki insanlara ve kedilere ciddi zarar vermeye başladılar.
Özellikle büyük şehirlerin kenarlarında köpekler sürü halinde gezmeye başladı. Başıboş köpek sayısının on milyonu aştığı tahmin edilmekte. Köpekler ister kısırlaştırılmış olsun, ister olmasın, sürü halinde iken çevreden geçen hareketli nesnelere saldırma içgüdüsüne sahipler. Özellikle gıda bulup sürekli aynı bölgede yaşayan köpek sürüleri, o bölgeyi sahiplenmekte ve oradan geçen yayalar, bisikletliler ve motosikletliler için ciddi tehdit oluşturmaktalar.
Hayvan severlerin bir kısmı tamamen mantık dışı savlarla hayvanları savunmaya çalışmaktalar. Ülkemizde yılda 100 000 den fazla insan, köpekler tarafından ısırılmakta veya kovalanırken kazaya uğramaktalar. Kaçmasaydı ısırılmazdı, köpek iyi niyetlilere saldırmaz gibi, ipe sapa gelmez, bilimsellikten ve mantıktan yoksun, savunmalar yapanları dinleyince şaşırmamak elde değil.
Gelişmiş Avrupa ülkelerinde başıboş köpek göremezsiniz. Köpekler ya sahiplidir veya kapalı alanlarda tutulur sahiplendirilirler. Köpeklerin genetiğinde, yaşadığı alanı sahiplenme ve saldırma vardır. Bazı köpek ırklarında saldırganlık çok güçlü, bazı ırklarda az olsa da, köpeğin yaratılışı ve bekçi oluşu bu genetik özelliğinden kaynaklanır.
Hayvan hakları örgütleri ne derse desinler, başıboş köpek sayısının kesinlikle azaltılması gerekir. Kısırlaştırarak sayı azaltılamıyor ise uyutma yöntemi uygulanabilir mi? Bu dahi düşünülmeli. Köpeklerin saldırmasını aç kalmalarına bağlayanların veya kötü muamele gördüğü için saldırdığını idea edenlerin sayısı da az değil. Fakat bu tespitlerin hiçbir temeli yok.
Köpekler çocuklarımızın ölümüne neden olacak kadar tehlikeli olmaya başladı. Bazı bölgelerde çocuklar dışarı çıkamaz, çocuklarını dışarı gönderen anne babaların rahat olamaz hale geldi.
KÖPEKLERİ İNSANDAN ÇOK SEVEN, İNSAN OLAMAZ. Hayvan haklarına saygılı fakat akılla çözüm üreterek, çocukların ısırılmasına veya ölümüne neden olacak sayıda köpek popülasyonuna izin vermemeliyiz. Bir insan; Bir çocuğun ölümünden, köpeklerin uyutulmasından fazla acı duymuyor ise, o kişinin psikolojik sorunu var demektir. Antalya’da köpeklerin saldırısı sonucu arabanın çarptığı kızımızın ölümü ciğerimizi dağladı.
Ülkemizde başıboş kedi ve köpeklerin beslenmesi moda haline geldi. Sahillerde kediden geçilmiyor. Aşırı beslenen başıboş hayvan popülasyonu çok hızlı artmaktadır. Bu nedenle hayvanlardan rahatsız olanların, nefret duyanların, korkanların sayısı da aynı hızla artmakta.
Aklı devre dışı bırakarak başıboş hayvan sayısını artırmak, uzun vadede hayvanlara da, insanlara da zarar verecek. Nitekim Formula pisti çevresinde sürüler halinde aç ve hasta ( uyuz) köpekler görüyorum. Bir veteriner hekim olarak bu durumdan son derece rahatsızım. Bu nedenle modern dünyanın yaptıklarını akıl ve vicdan çerçevesinde yapmalı, çocuklarımızın hayatını riske atmamalıyız diyor, sağduyulu çözüm üretenlere saygılar sunuyorum.