MEHMET AKİF’İ ANLAMAK

Değerli okuyucular geride bıraktığımız 2023 yılının acı ve kederlerinin 2024 yılında tekrarlanması temennisi ile yeni yılın aziz Türk devletlerine ve büyük Türk milletine hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Tarihin Aralık ayı kahramanı kim diye sorsam ne cevap vereceğinizi bilmem ama Aralık ayı bana doğumu ve ölümü aynı ayda tecelli eden büyük mütefekkir Mehmet Akif ERSOY ’u hatırlatır.

1873 Aralığında doğan Akif, 1936 yılında dünya durdukça duracak İstiklal marşını Türk milletine emanet ederek ebedi istirahat hanesine yerleşmiştir.

Harput Gazetesinin değerli okuyucuları Akif’i ve hayatını anlatarak sizleri yormak istemiyorum çünkü bu ülkede herkes kenarından kıyısından Mehmet Akif’i bilir ve tanır ancak ben onun pekte gündeme gelmeyen yönlerinden bahsetmeye çalışacağım.

O beşeri tarafı ve sosyal ilişkileri kuvvetli bir düşünce adamıdır, o her zaman Ailesine, topluma ve milletine karşı sorumluluklarını yerine getirmeyenlere karşı öfkeli olmuştur, ‘’Milleti mahrume’’(millet olmaktan aciz, yoksun) diye hitap ettiği bilinçsiz kitleye sosyal bilinç aşılamaya çalışır bozulan toplum için tek çıkar yol olarak çareyi okumak ve çalışmak, çok çalışmak olarak gösterir.

Çalışma fikrine bağlı olarak M. Akif’in üzerinde durduğu önemli bir meselede aydınlar ve halk arasındaki kopukluktur, sanırım bu bize birazda günümüz toplumundan tanıdık geliyordur.

İlme ve İnsan aklına verdiği önemle 20. yüzyılın gerçek medeni ve modern insan profili çizen Akif doğu dünyasına mensup insanın bilgi ile donanmasını arzu ederdi kendisi de batı tarzda eğitim veren Baytar mektebinden mezun olmuştu, çok olgun fen bilimleri ile ilgilenmiş, ömrü boyunca batının bilim ve teknolojisini dikkatlice takip etmiş, manzumelerinde bu bilgilerden faydalanmıştır.

Yeni mekteplerden yetişenlerin en büyük eksiği içinden çıktıkları toplumun hayatına ve değerlerine yabancılaşmalarıdır.

“Yıldırımlar gibi beyinden şiddet,

Bir yanardağ gibi fışkırdı yürekten Nefret”

Mısraları ile modern eğitim alıp kendi kökenlerinden kopanlarla, cehalete saplanmış halkın birbirini nasıl ötekileştirdiğini son derece çarpıcı bir şekilde yansıtır.

Aydının gözünde halk hor görülecek hiçbir şey bilmeyen güdülecek bir güruhtur, Halkın gözünde ise Aydın güvenilmez tehlikeli mevcut düzeni yıkmak isteyen türemişlerdir.

Aslında toplumun uzlaşması gereken bu iki kesimin arasındaki uçurumun toplum üzerindeki yıkıcı etkisini gayet iyi bilen Akif daima bir arada tutmanın yakınlaştırmanın yollarını arar zaten M. Akif’i iyi tanıyan bu özelliğini bilen Mustafa kemal ATATÜRK onu bu meziyetleriyle millete gerçekleri anlatması için İstanbul’dan Ankara’ya özellikle çağırmış, bilerek ya da baskılarla din elden gidiyor hezeyanları savurup halkı Milli mücadeleye karşı ayaklandırmaya çalışan, safsatalar yayan sözde din adamlarının gaflet içinde olduklarını anlatması için görevlendirmiştir.

Türk-İslam mefkuresi ile büyümüş, İnançlı itikatli ve bilgili bir mütedeyyin olan Akif verdiği vaazlarla bunun yanlış olduğunu kurtuluşun mücadelede olacağını anlatmıştır, güdümlü, ihanet içeren bütün dirençleri kırmıştır.

M. Akif gittiği her yerde bu sahte softaların iddialarını çürütmüş, Türk milletini Milli mücadeleye davet etmiş ve bunda başarılı olmuştur.

DALGALAN SENDE ŞAFAKLAR GİBİ SENDE EY ŞANLI HİLAL !

OLSUN ARTIK DÖKÜLEN KANLARIMIN HEPSİ HELAL.

EBEDİYEN SANA YOK, IRKIMA YOK İZMİHLAL.

HAKKIDIR HÜR YAŞAMIŞ BAYRAĞIMIN HÜRRİYET,

HAKKIDIR HAKKA TAPAN MİLLETİMİN İSTİKLAL.

Harput gazetemizin değerli okurları yazımın başında M. Akif’in bilinen yönlerinin uzağındaki profilinden bahsetmeye çalışacağımı söylemiştim ama farkındaysanız o Mukaddes şiir hayatımızın her yerinde ve anında, dedim ya Akif İlelebet dünya durdukça yaşayacak bir istiklal marşı emanet etti bize işte örneği bu gün yine yaşandı.

Riyad da yapılacak süper kupa maçında Ülkemizin iki güzide takımı İstiklal marşımıza ve Atamıza sahip çıktı olması gerekeni yaptı Bütün dünyaya 100 yıl önce verdiğimiz dersi hatırlattı, takım renklerimiz siyasi görüşlerimiz ayrı olabilir, Söz konusu Türk’ün vatanı, Atası, Bayrağı, İstiklal marşı olunca gerisi teferruat oluyor. Aziz millet Atasının şemsiyesi altında kenetleniyor.

Renklerimiz ayrı olabilir ama ‘’BİZ HEP BİRLİKTE TÜRK MİLLETİYİZ’’ diyen Türk milleti birleşiyor, bütünleşiyor. Ayrı formalılar tek yürek, tek bir demir yumruk oluyor. Dünyaya dersini veriyor.

O mukaddes hilalin çehresini çatmasına müsaade etmiyor.

Bu maçın orada yapılması zaten başta alınmış bir yanlış karardı, bu zarardan dönme erdemliğini gösteren iki güzide takımımızı tebrik ederken, bu kararı alanları ve arkalarındaki iradeyi şiddetle kınıyorum.

 ‘’Ne mutlu Türküm diyene, Ne mutlu Atatürk’üm diyene” haykırışları ile tepkisini gösteren yüce Türk milletine teşekkürlerimi sunuyorum.