Adam henüz ölü fikirleri kafasından atamamış ama “düşünceden” bahsediyor. Hem de toplumu suçlayarak; “bizde düşünce yok” diyor. Biz derken kimleri kastediyor o da ayrı bir konu. Çünkü biz derken eğer Müslümanları kastediyorsa, Müslümanlarda düşünmek farzdır. Çünkü batıl bir şeyi kırmanın yolu düşünmektir. Kur’an, kendisini okuyanlara sürekli “düşünün, akledin, tefekkür edin” diye uyarılarda bulunuyor.
Maalesef “Batılı” kalıp ve formlar üzerinden düşünmeyen insanları düşünemiyor diye niteliyor bu arkadaşlar. Yani farkında olarak veya olmayarak Avrupalı olan her şeyi düşüneceksiniz ama kendi medeniyet kodlarınız üzerinden düşünmeyeceksiniz diyorlar. İşin garibi bizde düşünce yok diyen bu arkadaşlardan bir kısmı da toplumun bir kesimi tarafından önemli kabul edilen kuruluşlarda görev yapıyorlar. Tabi adam konuştukça da neden bu tür yerlerde görev verildiğini anlıyorsunuz. Düşün(müş) gibi görünüyor ve öyle gösteriliyor. Vah ki ne vah. Rasyonalizm kalıntısını dahi din gibi görüyorlar.
Türkiye’de düşünmek, Batılı standartlara bağlı kalmakla eşit kabul ediliyor. Yani kendi medeniyet kodlarınıza göre yaşamayacak, düşünmeyecek ve konuşmayacaksınız deniyor. Batılı bir ideolojinin veya o ideolojinin bizim ülkemizde üretilmiş bir versiyonunu benimsemiş olmanız halinde makbul olacaksınız o arkadaşlara göre.
“Düşünmek put kırıcılığa talip olmaktır” dediniz mi, Batılı/Batıcı üstatlara karşı çıkmış olacağınızdan bu arkadaşları gücendiriyorsunuz demektir.
Düşünmek; varlığa bakarken Allah adına bakarak düşünmektir. Bu ise fikir, zikir, şükür üçlüsü ile konumunuzu belirlemektir. Eşyaya bakarken, insana bakarken yaratıcıyı düşünmek demektir. “Mana-yı harfi” diyor buna üstad.
Bir güzel adam düşünebilmek için kelime hazinenizin yeterli olması gerekir diyor. Buna dil diyoruz. Yani kelime haznenizin yeterliliği oranında düşünebilirsiniz. “İnsan kelimelerle düşünür” hükmünün değişik ifade tarzları. Dil varken felsefe yoktu. Zaten akıl da insandaki temyiz gücü değil midir? Yani iyiyi kötüden ayıran şey akıldır. Ölçüsünü “güzel ahlak”tan alır. Ölü fikirleri, aklımızı güzel ahlakın doğrultusunda kullanarak zihnimizden atarız.
Adam bazı kelimeleri Arapça diye kullanamıyor, bir kısmını Farsça diye kullanamıyor, bir kısmı Osmanlıyı çağrıştırıyor diye kullanmıyor geriye kaldı beş binlik kelime hazinesi. Elbette siz düşünemezsiniz. Çünkü genişi kucaklayamıyorsunuz.
İnsan kendisini modern kabul ediyorsa zaten problem orada başlıyor hemen. Modern insan düşünmez, “bilir”. Neyi bilir demeyin, modern insan her şeyi bilir. Sıkışınca “google” amcasına sorar. O ne diyorsa onu söyler. Çünkü google yanlış söylemez. Malum bilmek düşünmek demek değildir. Şimdi “bilgisayar modern insan fetişizmidir” dersek yanlış mı olur? Modern insanın yerine teknoloji düşünüyor. Sizin düşünmenize gerek yoktur, sadece bilmeniz yeterlidir.
Batının ülkemizdeki kültür misyonerleri genelde Batıya ve Batılı değerlere ilişkin her şeyi yazıp çiziyorlar ve anlatıyorlar. Yalnız bizden bahsetmiyorlar, “modern değil” damgasını yememek için.
Ben Batı’yı anlamaya ve onu tanıtmaya çalışıyorum, yoksa şu anda İslam’dan en çok korkan, İslam’la savaşan medeniyetin Batı medeniyeti olduğunu kabul etmeyen almadı gbi. Zaten görevimiz anlamaya çalışmak ve düşünmektir. Tabi bir de merakım var bu noktada; “acaba bu arkadaşlar bu Batı’nın varisliğine nereden hak kazanıyorlar”. Hikâye malum.
Ahlaki olmayan şey batıldır. Öyle ise düşüncemiz ahlaki değilse saçmadır. Din dilini pratik hayatımızda rahatlıkla kullanmamız gerekir, aksi halde “ölü fikirler” öldürücü ve çökertici rollerini oynamaya devam ederler. Ölü fikirlerle mücadele etmenin yolu “Din Dili”ni benimseyerek kullanmaktır diye düşünüyorum.