Halk arasında inme olarak da bilinen hemipleji, tıkanıklık ve kanama ile meydana gelen beyin kan akımının bozulması sonucu gelişen merkezi sinir sisteminin bilişsel, duyusal, motor ve emosyonel fonksiyonların bozulmasına yol açan bir hastalıktır.
Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre inme %10 ile dünyadaki ölüm nedenleri arasında kalp hastalıkları ve kanserden sonra 3.sırada yer almaktadır. Raporda yılda 15 milyon kişinin inme geçirdiği ve bu kişilerden 3 milyon kadın ve 2,5 milyon erkeğin inme nedeni ile öldüğü, 5 milyon kişide ise inmenin kalıcı hasar bıraktığı bildirilmektedir. Yine DSÖ verilerine göre 1990 yılında 38 milyon kişi inme ile karşılaşırken bu sayının 2020’de 61 milyona çıkması beklenmektedir. Ülkemizde de ulusal düzeyde tüm yaş gruplarında görülen ilk 10 ölüm nedeni arasında serebrovasküler hastalıklar ile ikinci sırada yer almaktadır. İnme, kronik sekellere yol açarak bireylerde bağımlılığa neden olmaktadır.Geçirilen iskemik veya hemorajik inme sonrasında bireyin karşılaşabileceği sorunlar arasında en sık rastlanan hemiplejidir. İnme sonrası görülen başlıca nörolojik bozukluklar ise görme problemleri, duyu motor bozukluklar, kognitif bozukluk, tonüs bozuklukları konuşma güçlüğü, koordinasyon bozukluğu ve yutma problemidir. Bu nedenle inme erişkinlerdeki uzun dönem engelliliğinin en önemli nedenidir. Bu problemler inmeye maruz kalan kişilerde yaşam kalitesinin düşmesine sebep olmaktadır.
İnmeli bireyde uzun dönemde ciddi ve kalıcı hasara sebep olabilen ayrıca yaygın görülmesi açısından üzerinde durulması gereken bir hastalıktır. Akut dönemde başlanan tıbbi ve medikal tedavinin yanısıra tedavinin büyük ve önemli bir kısmını oluşturan fizik tedavi süreci başlatılmalıdır. Rehabilitasyon, hastanın en iyi potansiyelle bağımsız kılarak fonksiyonlarını düzeltmeyi amaçlar. Bu sayede inmeli hastalarda sık karşılaşılan “bir daha hareket edemeyeceğim” düşüncesi ortadan kaldırılmaya çalışılır. Başarı için rehabilitasyona erken başlanmalı, birey ve ailenin tam katılması sağlanmalıdır.
Fizik tedavi sürecinin önemli yer kapladığı inme rehabilitasyonu şu programları içerir:
1. Kaybolmuş motor işlevi yeniden kazandırmak,
2.Duysal ve algılama bozukluğunun düzeltilmesi,
3. Eklem kontraktürlerini önlemek ve varsa deformiteleri tedavi etmek,
4. Mobilizasyonu yeniden kazandırmak,
5. Günlük yaşam aktivitelerinde fonksiyonel eğitim,
6. Eğer varsa konuşma ve iletişim bozukluğunun tedavisi,
7. Yaşamda mümkün olan bağımsızlık potansiyelini arttırmak
8. Çevreye sosyal katılımı sağlamak,
9. Yüksek düzeyde motivasyonu sağlamak
10. Mesleki rehabilitasyonu başarmak .
Kişide fiziksel, kognitif ve emosyonel birçok yetersizliğe neden olan hemiplejinin kişide psikoloijik ve sosyal sorunlar yaratması ve çevresine yaşatması da aynı ölçüde kaçınılmazdır. Bu nedenle inmeli hastaların çoğu günlük yaşamında bir kişinin yardımına gereksinim duymaktadır.
Rehabilitasyonun yaşam kalitesini artırmadaki rolü büyüktür. Yıllarca yaşam süresini uzatmaya çalışan bilim dünyası, yaşam süresini uzatma konusunda ileri noktaya geldikten sonra bu kez niteliğini arttırma çabasına girmiştir.Ancak son yıllarda kronik hastaların bakımında psikososyal faktörlerin rolü giderek kabul görmekte, bakımda odak nokta metabolik ölçütlerden hastaların psikososyal yönlerine ve yaşam kalitesine doğru kaymaktadır. Yaşam kalitesi, bireyin içinde bulunduğu çevre, ekonomik durumu,insan ilişkileri gibi yaşamı ilgilendiren pek çok unsurda yeterliliği içine alan bir kavramdır. Yaşam kalitesi hastalık sonucu ortaya çıkan yetersiz fonksiyonel yapabilirlik ile ideal olan fonksiyonel yapabilirlik arasındaki farka gösterilen kişisel tepki şeklinde tanımlanabilir. İnmeli hastalarda meydana gelen ve birçoğu hayat boyu devam eden birincil ve ikincil problemlerde hastaları psikolojik açıdan ciddi şekilde etkileyerek yaşam kalitelerini düşürmektedir. Bu durum hastanın ve çevresinde bulunan bireylerin hastaya, tedaviye veya günlük yaşama bakış açısını etkilemektedir. Literatür incelendiğinde yapılan çalışmalar doğrultusunda bireylerin içerisinde bulunduğu sosyal çevrenin , sosyoekonomik durumun , planlanan tıbbi ve fizik tedavi programının, çalışılan sağlık profesyonellerinin öneminin büyük olduğu görülmektedir. Sayılan ve arttırılabilecek bu parametreler doğrultusunda aile önemli yer kaplamaktadır. Akut ve kronik dönemdeki hastalarının tedavi süreci takip edilirken aile bireyleri ve kişinin bakım ve takibini yapan kişilerin tedavi sürecinde aktif bulunmaları, inmeli bireye yönelik her türlü desteği sağlamaları, bireyleri fizik tedavi sürecini istekli bir şekilde takip etmeye teşvik ederek, tedaviye ve kendilerine olan güven ve motivasyonlarını arttırmalarını sağlamaktadır.
İnmenin de dahil olduğu nörolojik hastalık grupları hasta birey, bakımını üstlenen birey ve tedavi sürecini şekillendiren sağlık profesyoneli (doktor, fizyoterapist vs ) açısından sabırla davranılmayı gerektiren, uzun dönem çaba isteyen ve belirli süre zarfı sonrasında tedavinin olumlu etkilerinin görüldüğü uzun soluklu bir dönemdir. Bu dönemin inmeli birey için fiziksel ve psikolojik olarak en az hasarla atlatılıp kişinin yaşam kalitesinin olabilecek en üst seviyeye taşınması, aile ve sosyal çevrenin umutsuzluk ve yorgunluğunun minimalize edilip, sağlık profesyonelinin maksimum verimlilik sağlayarak mesleki deformasyonunun en az seviyede tutulması adına:
- Olguların en fazla etkilendikleri yaşam kalitesi alanın fiziksel fonksiyon olması nedeni ile inme sonrası hastaların rehabilitasyon programların da bu alana özel önem verilmesi, kişinin detaylı değerlendirilip tedavinin şekillendirmesi,
-Uzman ekibe ve gerekli ekipmanlara sahip olunan bir merkez ile iletişime geçerek tedavinin burada şekillendirilmesi,
- Olguların günlük yaşam aktivitelerinde kendi kendilerine yeter hale gelebilmeleri için desteklenmeleri, alması ve eğitilmeleri, ayrıca uzman sağlık profesyoneli tarafından tamamlanan tedavi programının evde de en uygun şekilde aile tarafından devam ettirilmesi ve doktor, fizyoterapist veya diğer bütün tedavi ekibi ile multidisipliner etkileşinin sağlanarak iletişim içerisinde olunması, ilgi ve alakasını üst seviyede tutulması ve beklenmeyen bir durum halinde gerekli bilginin sağlık profesyoneline verilmesi gerekir.
Verilen detaylar ve öneriler dikkate alındığı takdirde ülkemizde ve dünyada önemli ölçüde kısıtlılıklara ve ölümlere sebep olan inmenin olası tablosunun önlenmesi adına risk faktörlerinin azaltılması veya inme geçiren bireylerin en doğru şekilde tedavi programlarının şekillenmesi, en doğru tedaviyi verebilecek merkez ile iletişim kurulup hemen tedaviye başlanması ve sosyal desteğin sağlanması ile maksimum bağımsızlığın üst seviyeye çıkarılması mümkün kılınabilir. Sağlıklı bir toplum oluşturmak, sağlık harcamalarını minimalize etmek, hasar ve kısıtlılığı en alt seviyelerde, sosyal çevre ve sağlık profesyonellerinin iş yükünü azaltmak adına, inmeye sebep olabilecek risk faktörleri azaltılmalı ve gerekli önlemler alınmalıdır.