“Medeniyet” maskesi altında barbarlığa geri dönen bir dünyadayız.
Batı değerleri, insan hakları, uluslararası hukuk, bel bağlanacak ve güvenilecek ne varsa tümü iflas ederken, savaşlar farklı bölgelerde yayılıyor. Etnik ve dinsel görünümlü çatışmalar soykırımlara varıyor.
Kapitalizm etiketi altında, silah tekellerinin, teknolojinin efendilerinin, yayılmacı, savaşçı ve gaddar muktedirlerin etki alanındaki kitleler birbirlerinin kurdu-katili oluyorlar. Vicdanlar kararıyor, insanlar ve insanlarla birlikte dünya çürüyor.
Dünyayı 200 yıldır kemiren Batı medeniyet canavarları İsrail'in emrinde Gazze'de yine ortaya çıktılar. En ön sırada İsrail, ABD ve İngiltere var. Bu üçlüye “Siyonizm” de deniyor.
Amerikan senatörü Lindsay Graham "Bu bir din savaşıdır" diyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hakan Fidan ile ABD Dışişleri Bakanı Blinken arasındaki görüşmede geçen diyalogları deşifre etti. ABD Dışişleri Bakanı Blinken, rahatlıkla "Bir Yahudi olarak buradayım!" diyerek ırkçı Siyonizm’in 21. yüzyıl manifestosunu açıklıyordu. "Irkçılık cahilin sığınağıdır. Bölmek ve yok etmek ister. Özgürlüğün düşmanıdır.”
Siyonist Yahudilerin saldırıları dünya ve İslam Âlemi için bir karbon testi oldu. İslam ülkelerinin insanları taraflarını nümayişlerle gösteriyorlar. Ülke yönetimlerinin tavırlarının da sözden ileri gittiğini görmek istiyorlar.
Amerikan MSNBC kanalı, Hamas saldırılarının ardından Müslüman program sunucuları Mehdi Hasan, Ayman Mohyeldin ve Ali Velshi’nin programlarını askıya aldı.
Almanya'da düzenlenen Frankfurt Kitap Fuarı'nda Filistinli yazar Adania Shibli için düzenlenen ödül töreni, "İsrail'deki savaş" gerekçesiyle iptal edildi. Shibli, ödüle layık görüldüğü "Küçük Detay" adlı romanında, 1949'da Filistinli bir Bedevi kızın İsrail askerleri tarafından tecavüz edilip öldürüldüğü gerçek bir hikâyeyi anlatıyor diye dışlandı.
Putin, İsrail'i, Nazi Almanyası'nın Leningrad'ı kuşattığı gibi Gazze'yi kuşatmaması konusunda uyardı.
İskoçya Başbakanı Hamza Yusuf'un Filistin asıllı eşi Nadia el-Nakla'nın ailesi Gazze'de mahsur kaldı. El-Nakla, SkyNews'a konuştu: "Gazze'ye sağlık ekipmanı gelmesine yönelik hiçbir umut olmadığını biliyoruz", "Dört yaşındaki yeğenim bir mülteci kampında aç ve susuz bekliyor, korkum, ailem ölürken yiyecek yemeğinin, içecek suyunun olmaması."
İsrail'in tekrar Gazze’yi bombaladığı şu günlerde, “Topraklarını sattılar” abartılı yalanını, titrlerinin arkasına sığınarak yeniden ülke çapına yaymaya cesaret eden “kanaat önderi” pozisyonunda insanlar tekrar zuhur etti.
Ülkemizde bazı akademisyen ve medya kuruluşları ve yazarlar da nedense, bu kara propagandanın sözcülüğünü yapıyor. Bunların bir kısmının entelektüel yetersizlikleri bilindiğinden “neyse” denilebilir ama bazılarına bu sözler hiç yakışmadı ve kendilerine olan güveni sarstı. Türk aydınının önemli bir bölümünde “entelektüel ahlak sorunu” gündeme geldi. Oysa bunlardan beklenen, Filistin’e destek, İsrail’i protesto eylemlerine ve söylemlerine katılmaları noktasındaydı. Bu haliyle eleştirilerinin hiçbir ahlaki değeri olmaz.
28 Ekim 2023 akşamı itibariyle İsrail'de 1,500 ölü, 3,400 yaralı. Gazze'de 4,700 ölü, 8700 yaralı var.
Bu İsrail’in son yarım asırdır yaşadığı en büyük kayıp. Bölgenin kaderini değiştirecek tarihi bir olay yaşanıyor. İsraillilerin mutluluğu 7 Ekim 2023 itibarıyla sona erdi. Karizmaları yerle bir oldu. Artık herkes mutsuz ve herkes güvensiz.
Şahinler, güvercinleri; varlığını savaşa borçlu olanlar, barışçıları sevmez. Kaybedenler, yine öldürülenler ve gerideki hayatı karartılanlardır.
Haritayı değiştirmekten söz ediyorlar. 1979 yılından sonra İran İsrail'i ne kadar haritadan silebildiyse İsrail de ancak o kadar yapabilir. Gazze'yi yok edemezler. Filistinlileri, öldürerek bitiremezler. Eceli takdir eden Allah’tır.
İttihad-ı İslâm’ın çökertilmesi ile Müslümanlar tekledi ama Türkiye'nin varlığı ve tutumu Siyonizm’e rahatsızlık vermeye yetiyor. Halkı Müslüman olan ülkelerin yöneticileri Siyonizm’in ayak oyunlarına gelmezlerse, Türkiyenin liderliğinde tekrar yeni ittifaklar oluşturulabilir.