Bir an dalıp da düşünüyorum…
“Ya Atatürk Olmasaydı?” diyorum.
Hakikaten Atatürk olmasaydı ne olurdu?..
Vatanımız, bayrağımız olur muydu?
Beş kıtada at koşturan necip bir milletten eser kalır mıydı?
ATATÜRK OLMASAYDI?
Birileri bir gazetede tam sayfa “Olmasaydı da olurdu” diye aşağılık bir ilan verebilir miydi?
Birileri gündeme gelebilmek veya birilerine hoş görünmek için Cumhuriyetimizin Kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk için hakarete varan ahlaksızlıkları sergileyebilir miydi?
Birileri bizlere altın tepsi içerisinde sunulan cumhuriyetimiz için “Reklam Arası” deme cehaletini gösterebilir miydi?
Birileri yirminci asrın dehası ve kahramanı Atatürk ve silah arkadaşları için “İki sarhoş” ifadesini kullanabilir miydi?
Atatürk’ün iki kadeh rakısından başka hiçbir bilgi birikimi olmayanlar ülkenin kurtarıcısı hakkında bu kadar basit ifadelerle ileri geri konuşabilir miydi?
Kaldı ki Mustafa Kemal Atatürk’ün boğazından iki kadeh rakıdan başka haram lokma geçmemiştir. Beytülmalin kör kuruşunu kendisinin ve çevresinin zimmetine geçirmemiştir.
Kendisinden para isteyen anasına “Evdeki halı ve kilimleri satın” diyebilen dürüst, ilkeli ve dünyada saygınlığı ispat edilmiş bir liderdir.
O bir dünya lideridir.
*
Birileri o muhterem insana “O adam” diye hitap eder, “O adamın resimlerinin üzerlerini örtün.” der. “Kemalizm ilericilik değildir, gericiliktir.” deme cehaletini sergileyebilir miydi?
Birileri bir zümreye veya bir cemaate hoş görünebilme adına sabahtan akşama akşamdan sabaha Atatürk karşıtı eylem ve söylemlerde bulunabilir miydi?
Bütün bunlar bu vatanı kurtaran, cumhuriyetimizi kuran, “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir” diyen Mustafa Kemal Atatürk sayesinde olmaktadır.
Bu millet cumhuriyetin özelliğini ve güzelliğini o dünya liderinin sayesinde yaşamaktadır.
ATATÜRK OLMASAYDI
* Cumhuriyetin özelliğini ve güzelliğini fark edebilir miydik?
* Birilerinin dizleri dibinde kalkabilir miydik?
* Vatandaşlık şuurunu, aile sahibi olma gururunu yaşayabilir miydik?
* Özgürlüğümüzü yaşar hürriyet ve istiklalimizin tadını çıkarabilir miydik?
* Sattı vatan üzerinde “Bu vatan benimdir” diyebilir, şanlı bayrağımızın gölgesinde serinlenebilir miydik?
ATATÜRK OLMASAYDI
Şair ve yazar kardeşim Dursun Elmas’ın dediği gibi,
Bayrak olmazdı gönderde,
Baykuş öterdi camide,
Çan çalardı minarede,
Atatürk’üm olmasaydı…
*Ne adımız, ne şanımız, ne dinimiz, ne imanımız, ne arımız ne namusumuz olurdu.
*Demokrasinin olmadığı bir yerde Mehmet Şükrü Baş bu yazıları yazabilir miydi?
*Adımız Ahmet, Mehmet, Ayşe Fatma olabilir miydi?
*
Bu gün biz istediğimiz gibi ibadetimizi yapıyor, beş vakit ezan-ı Muhammediye’yi okuyabiliyorsak,
Hürriyetin istiklalin zevkini tadıyor, her şeye rağmen milli bayramlarımızı kutlayabiliyorsak,
Bütün bunları MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’E BORÇLUYUZ. Bunu biz bilmesek de yedi düvel biliyor.
Çünkü onu yedi düvel bizden daha iyi tanıyor.
Fransızlar diyor ki!...
”Turguıe tu dols Atatürk dıev et le restea Atatürk”
Yani “TÜRKİYE ATATÜRK’Ü ALLAH’A, GERİYE KALAN HER ŞEYİDE ATATÜRK’E BORÇLUDUR.”
Fransızlar bunu derken bizim siyaset azmanlarımız okunan mevlitlerde mevlit sonunda (Her zaman Atatürk’le ilgili bölüm söylenmese de) “Yarabbi okunan bu mevlidi şeriften hâsıl olan sevabı öncelikle iki cihan serveri Yüce peygamberimizin, ardından da ülkemizin kurtarıcısı, cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aziz ruhlarına hediye eyledik vasıl eyle yarabbi” diyemiyorlar.
Çünkü Cumhuriyetin özelliğini ve güzelliğini idrak edebilecek yetenekleri yok.
Mustafa Kemal Atatürk’ü tanımıyorlar.
Allah’ın rahmetini bile tekellerine alıyorlar.
Buda bize gösteriyor ki;
“Atatürk’ü anlamak için hakikaten insanda beyin olması gerekiyor.” İnsanda beyin olmayınca kabak kemane gibi içi boş olduğundan her tarafından sesler çıkıyor.
Öyle değil mi?..
KUTLAMA:
Cumhuriyetimizin kuruluşunun yüzüncü yıl dönümü olan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını evlerimize, balkonlarımıza bayraklarımızı asarak coşkuyla sevinçle, gururla kutladık.
Kutulu olsun, mutlu olsun, mübarek olsun.
Ve dünya durdukça dursun inşallah.
*//*