https://elazigharputgazetesi.com/files/uploads/user/dcda828ae5b18f261216974d1fa509a6-282afda1f20d83a708bc.png
MEHMET ŞÜKRÜ BAŞ

ACILAR DENİZİNİN ACILI ŞAİRİ ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN      

22-01-2024 11:28 571 kez okundu.

                                              

Hayatında bir dörtlük şiir yazan herkesin etkisi altında kaldığı bir şair vardır. Altmış senedir kendi çapında şiir yazan birisi olarak benimde etkisi altında kaldığım kendime örnek aldığım bir şair vardır.

O şairde Acılar denizinin acılı şairi cennetmekân Ümit Yaşar Oğuzcan’dır.

Nitekim benim “Acılar Denizi” Başlıklı şiirim her yönüyle bu büyük ustanın “Acılar Denizi” şirinin etkisi altında kaleme alınmış bir şiirdir.

Bendeniz o şiirimde;

Ben acılar denizinde boğulmuşum

Boynumda bir zincir, bir halka, bir taş.

Ben acılar denizinde kaybolmuşum

Adım Mehmet Şükrü, soyadım Baş.

*

Bu şiirimin üstadımızın aşağıda okuyacağınız “Acılar Denizi” şiiriyle ne kadar benzerlik taşıdığını görmemiz mümkün.

İşte Ümit Yaşar Oğuzcan’ın  “ACILAR DENİZİ” Şiiri;

 *

Ben acılar denizinde boğulmuşum

İşitmem vapur düdüklerini, martı çığlıklarını

Dalgalar her gün bir başka kıyıya atar beni

Duyarım yosunların benim için ağladıklarını

 *

Ölüyüm çoktan, bir baksana gözlerime

Gör, içindeki o kanlı cam kırıklarını

Bu ne karanlık, bu ne zindan gece böyle

Bütün gemiler söndürmüş ışıklarını

          *

Ben acılar denizi olmuşum, yaklaşma

Sularım tuzlu, sularım zehir zemberek

Baksana; herkes içime dökmüş artıklarını

*

Bu karanlık bitse artık, bir ay doğsa

Bir deli rüzgâr çıksa; alıp götürse

Yılların içimde bıraktıklarını...

*

Bir şairin ne kadar ünlü bir şair olduğunu anlayabilmemiz için o şairin özel hayatındaki yaşadıkları, gördüğü sefaleti, çektiği acıları görmemiz yeterlidir. Örneğin Cahit Sıtkı Tarancı’ya, Orhan Veli’ye, Nazım Hikmet’e, Orhan Seyfi Orhan’a baktığımızda bunların ne kadar çilekeş insanlar olduğunu görebilmemiz mümkündür.

Zaten şairin sermayesi de çiledir öyle değil mi?

Bizim öyle şairlerimiz vardır ki acılarıyla yaşar, acılarıyla ölür ama onların bu acılı şiirleri nesilden nesile bir miras gibi devredilir.

Her halde üstat Necip Fazıl Kısakürek “Çile” şiirini neşeli bir zamanının da yazmamıştır. Ona o şiiri yazdıran sebeplere ve zamana iyi bakmak lazım.

Ümit Yaşar Oğuzcan acılarla bu kadar iç içe oluşu ve kendisinin de defalarca intihara teşebbüs etmesi çektiği çilelerdendir. 1973 yılında oğlu Vedat’ın Galata kulesinden atlayarak intihar etmesi Ümit Yaşar’a bir babanın yaşayabileceği en büyük acıyı yaşatmıştır.

O şiiri birlikte okuyalım mı?

*

GALATA KULESİ

*

Pırıl pırıl bir yaz günüydü

Aydınlıktı, güzeldi dünya

Bir adam düştü o gün Galata Kulesinden

Kendini bir anda bıraktı boşluğa

Ömrünün baharında

Bütün umutlarıyla birlikte

Paramparça oldu

Bir adam düştü Galata Kulesinden

Bu adam benim oğlumdu

          *

Gencecikti Vedat

Işıl ışıldı gözleri

İçi

Bütün insanlar için sevgiyle doluydu

Çıktı apansız o dönülmez yolculuğa

Kendini bir anda bıraktı boşluğa

Söndü güneş, karardı yeryüzü bütün

Zaman durdu

Bir adam düştü Galata Kulesinden

Bu adam benim oğlumdu

  *

"Açarken ufkunda güller alevden"

Çıktı, her günkü gibi gülerek evden

Kimseye belli etmedi içindeki yangını

Yürüdü, kendinden emin

Sonsuzluğa doğru

Galata Kulesinde bekliyordu ecel

Bir fincan kahve, bir kadeh konyak

Ölüm yolcusunun son arzusuydu bu

Bir adam düştü Galata Kulesinden

Bu adam benim oğlumdu.

  *

Küçücüktü bir zaman

Kucağıma alır ninniler söylerdim ona

Uyu oğlum, uyu oğlum, ninni

Bir daha uyanmamak üzere uyudu Vedat.

6 Haziran 1973

Galata Kulesinden bir adam attı kendini

Bu nankör insanlara

Bu kalleş dünyaya inat

Şimdi yine bir ninni söylüyorum ona

Uyan oğlum, uyan oğlum, uyan Vedat.

*

Böyle bir acıyı yaşayan bir babanın bu kadar acılı bir şair olmaması

mümkün müdür?

Böyle bir günde insanlar acılarını paylaşacak candan dostlar arar öyle

değil mi?...

Ümit Yaşar Oğuzcan’da böyle bir zamanda derdini dökecek, sarılıp ağlayacak dostlarını arar ama bulamaz ki “Dost bildiklerim” başlığını taşıyan bestelenmiş dilden dile dolaşmış bu şiirini yazar.

  

          DOST BİLDİKLERİM

 

Sanırdım gündüzdü onlarla gecem

İçimde ümitti dost bildiklerim.

Ne zaman yıkılıp yere düştüysem

Bırakıp da gitti dost bildiklerim.

 *

Hepsi varken baharımda, yazımda;

Kışın bir burukluk kaldı ağzımda,

Seneler senesi oysa gözümde

Cihana eşitti dost bildiklerim.

 *

Nerede o sözlere kandığım günler?

Her gülen yüzü dost sandığım günler;

Acıdan kahrolup yandığım günler

Ta canıma yetti dost bildiklerim.

 *

Meydana çıkalı asıl çehreler

Aydınlanmaz oldu artık geceler

Yalanlar tükendi, indi maskeler

Birer birer bitti dost bildiklerim.

 *

Korkar oldum bana "dostum" diyenden

Yoksa yok olandan, varsa yiyenden

Ne onlardan eser kaldı ne benden

Beni benden etti dost bildiklerim.

             *

         BİR ATEŞİM YANARIM

             *

Bizde “Dert insanı söyletir” diye bir söz vardır. İşte Ümit Yaşar Oğuzcan öyle bir ateş içerisindedir ki “Bir Ateşim Yanarım”  başlıklı şiiriyle şiir ve müzik dünyasına damgasını vurur. Avni Anıl’ın bestelediği bu muhteşem eser onlarca ses sanatkârımızın repertuarında yer alır.

*

Bir ateşim yanarım külüm yok dumanım yok

Sen yoksan mekânım belli değil zamanım yok

Fırtınalar içinde beni yalnız bırakma

Benim senden başka sığınacak limanım yok

*

Bir insan ne kadar taş kalpli ne kadar katı yürekli olursa olsun bu

dizelerden sonra “Sözün bittiği yer” burasıdır demekten kendisini alamıyor.

           *

Yine üstadın oğlu Vedat’a yazdığı söylenen çok duygusal bir şiir bakınız

üstadımız burada “Beni Kör Kuyularda Yalnız Bıraktın” başlıklı şiiriyle sadece bir dörtlükle cilt cilt kitaplara sağmayacak kadar ne çok şeyler anlatıyor?

 

BENİ KÖR KUYULARDA

 

Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,

Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,

Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;

Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın

*

BİRAZ KÜL BİRAZ DUMAN 

*

Yine üstadın bestekârlara beste olan muhteşem bir şiir ki bu şiir Türk Sanat Musikisinde klasikler arasında yerini almış muhteşem bir şiirdir.

*

Biraz kul, biraz duman, o benim işte

Kerem misali yanan, o benim işte

İnanma gözlerine ben ben değilim

Beni sevdiğin zaman o benim işte

*

“Bana Gülmesini Öğretmediler” diyen bir şairdir Ümit Yaşar Oğuzcan. Bu başlık bile sıradan bir şairin yazdığı bir şiir kadar manidar ve anlamlıdır. İşte şairi şair yapanda böyle bir kelimeyi yakalamasıdır.

          *  

Bir insanın ortalama yaşı ne kadardır diye sizlere bir soru sorsam acaba

nasıl bir cevap verirseniz? Ortalama bir yaş için ellimi, altmış mı, yetmiş mi dersiniz?

Ne derseniz deyinde bir insan bu kadar kısacık bir hayata nasıl bu kadar çile sığdırır?

Hiç yüzü gülmemiş midir bu adamın?

Yoksa onun bu kadar çilekeş oluşumu onu bu kadar önemli bir şair yapmıştır?

İsterseniz bir bakalım kimdir bu Ümit Yaşar?

Ümit Yaşar Oğuzcan 26 Ağustos 1926 tarihinde Tarsus’ta dünyaya gelir.

İlk Okulu Eskişehir’de, ortaokulu Konya Askeri Ortaokulunda okur Daha sonra yine Eskişehir’e gider Eskişehir Ticaret lisesinden mezun olur. Osmanlı, Yapı Kredi ve İş Bankasında çalışır. Türkiye İş Bankası Halkla İlişkiler Müdür Yardımcısı iken 1977 yılında emekli olur.

Yurdun pek çok yerinde yayınlanan dergi ve gazetelerde şiirleri neşredilir. Yayınlanmış pek çok şiir kitapları mevuttur.

1984 yılında heybesindeki acılarla birlikte Hakk’a yürür.

Acıları dinmiştir inşallah…

Ben acılar denizinde boğulmuşum

İşitmem vapur düdüklerini, martı çığlıklarını

Dalgalar her gün bir başka kıyıya atar beni

Duyarım yosunların benim için ağladıklarını

*

Bu günde acılar denizinde kulaç atan, acılı bir şairimizin acılarla işlenmiş şiirlerinden oluşan yazımızın sonuna geldik.

Mutlaka kusurlarımız olmuştur.

Çünkü böylesine önemli bir şairi kusursuz bir şekilde anlatabilmek mümkün değildir.

*

Neler Söylendi?

DİĞER YAZILARI HANKENDİ’Mİ YEMEN Mİ? EYVAH Kİ EYVAH ÇANAKKALE’NİN VERDİĞİ DERS   HANKENDİ’DE GÜZEL ŞEYLER OLUYOR EYVAH EYVAH BUGÜN NE YAZSAM? HAZRETİ SÜLEYMAN VE HÜT HÜT KUŞU EMEKLİ HASAN EMMİNİN PAZAR ÇANTASI MEMLEKETİM UÇTU UÇTU GENÇLİĞİM UÇTU 10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ GÖKBAYRAĞIN GÖZYAŞI HİNDİ SARIKAMIŞ’TA O GECE BAK DOSTUM… KORKİREM BİR MİSAFİR GÖZÜYLE ELAZIĞ      BİR KAÇ DALDA KISSALAR GÖNÜLLERDEKİ BELDE HANKENDİ SİZ HİÇ ZÜLFİYARE DOKUNDUNUZ MU?.. ATATÜRK’ÜM OLMASAYDI GÜZ MÜ GELDİ RENGİN SOLUK VAH Kİ VAH LEYLEK, CÜPPE, SAKAL VE HZ.SÜLEYMAN SENDE BU ENSE, ONDA BU PARA, BENDE BU YOKSULLUK  SEKSEN BASAMAKLI MERDİVEN İSTANBUL’DA SAHTE DOKTOR YAKALANMIŞ HANKENDİ MAHALLESİ BİRAZDA SOHBET EDELİM OTUR “0” EKMEKTEN SUYA, SUDAN HAVAYA ZAM AA… KRAL! KURTLA KUZUNUN HİKÂYESİ  İLİMLE GİDİLMEYEN YOLUN SONU HÜSRANDIR FELAKETLERE ŞÜKRETMEK SEÇİMİN ARDINDAN 24 MAYIS VE 33 ŞEHİT (EN UZUN GECE) BİZ DE BUNLARI ÖZLÜYORUZ BEKRİ MUSTAFA ULVİYE SAVTUR’UN 50. SANAT YILI AHLAK OLMAYINCA OLUR MU HİÇ DİN İMAN? EMEKLİ VALİ VE ŞAİR RIZA AKDEMİR’İN AZİZ HATIRASINA  RAMAZAN VE İNSAN AH, ATATÜRK AH! ÇANAKKALE RÜYASI LEYLEK, CÜPPE, SAKAL VE HZ.SÜLEYMAN ÜÇ ZARF ELAZIĞ - MALATYA TAKDİRE ŞAYAN İKİ KURUM MEMLEKETİMDEN İNSAN MANZARALARI MUSİKİMİZ VE SPORUMUZ NEDEN HEP ESKİLERİ ÖZLER OLDUK? 10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ BİR DOSTUN KALEMİNDEN SAÇMA TARTIŞMA TAKVİMİN SON YAPRAĞI SARIKAMIŞ’TA EN UZUN GECE BÜNYESİNDE AHLAK OLMAYAN HİÇBİR ŞEY GÜZEL DEĞİLDİR ŞİİRİN EFSUNLU GÜZELLİĞİ KASTAMONULU ŞERİFE BACI DESTANI GÖKÇE (LOTOĞLU) KÖYÜ ATATÜRK ELAZIĞ’DA ON KASIMLAR ATATÜRK’ÜN SAVAŞTIĞI DÜŞMANLAR YEDİ DAĞIN HARMANI VE ÇÖLÜN KIBLE TARAFI BEN ANLAYAMADIM ANLAYANA AŞK OLSUN NAİLBEY MAHALLESİ ESKİŞEHİR’DEN BİR DEMET ŞİİR GELDİ ATATÜRK’TEN İSMET PAŞA’YA MEKTUP TAVUĞUN KIÇINDAKİ PETROL BORUSU HANKENDİ MÜJDE ADALET TEYZE -III- ADALET TEYZE -II- ADALET TEYZE -I- AĞLANACAK HALİNE GÜLEN İNSANLAR
islami sohbet müzik indir dini sohbet sohbet smok